Yüz yüze eğitime ara verilmesine ilişkin soru üzerine Selçuk, sürecin dinamik olduğunu ve bu nedenle verilere bakılarak sürekli değerlendirme yapılması gerektiğini belirtti.
Okulların çok daha kontrollü olduğuna işaret eden ve yaptıkları mobil uygulamayla öğrenci, veli, öğretmen, okul yöneticileri ile servis şoförlerinin temaslı ve pozitif durumunu günlük olarak izleme imkânı bulduklarını dile getiren Selçuk, şunları kaydetti: "Bunu her gün değerlendirirken şunu fark ettik ki toplumdaki genel artış, okullarımızı da riske atma ihtimali doğuruyor. Biz hep 'Verilere, Bilim Kurulunun tavsiyelerine bakıp Sağlık Bakanlığı ile yaptığımız istişarelere bakıp bir karar alıyoruz.' diyoruz. Şimdi Bilim Kurulundan, 'Salgın durumunda büyük bir artış var ve risk artıyor, dolayısıyla okulların şu anda kapanmasını tavsiye ediyoruz.' biçiminde bilimsel bir karar çıktıktan sonra bizim 'Hayır, kapatmıyoruz.' dememizin bir anlamı yok. O yüzden de böyle bir süreç gelişti."
"4 Ocak'tan sonra okulların durumu ne olacak?" sorusu üzerine Selçuk, verileri günlük olarak izlemeye devam ettiklerini, alınan tedbirler sonucu nasıl bir değişim olacağına bakılacağını söyledi.
"Arkadaşlarımızı, çocuklarımızı riske atan bir şey yapmayız."
Bu arada okullarla ilgili tedbirleri güçlendireceklerini anlatan Bakan Selçuk, şu değerlendirmelerde bulundu: "Ara değerlendirmeler var ama bir ana değerlendirme 4 Ocak'tan iki hafta önceki dönemde tekrar yapılacak ve tabloya bakacağız. Hep dediğimiz gibi, eğer veriler bize A seçeneğini gösteriyorsa onu, B seçeneğini gösteriyorsa onu seçeriz. Yani burada bizim öğretmenimizin, öğrencimizin sağlığından daha önemli bir ölçütümüz yok. Biz arkadaşlarımızı, çocuklarınızı, evlatlarınızı riske atab bir şey yapmayız."
Merkezî sınavlar
Merkezî sınavlara ilişkin soru üzerine de Selçuk, öğrencileri uzaktan eğitime yönlendirmişken sınav yapmanın doğru olmadığını dile getirdi.
Bakan Selçuk, şu ifadeleri kullandı: "Dolaşımı azaltmayı hedeflediğimiz için çocuklarımızın, diyelim ki haftada bir gün sınava gitmeleri de doğru değil. Bu da istişare edilen konular arasındaydı. O yüzden de sınavları erteledik. Bu erteleme, salgının seyrine bağlı olarak 4 Ocak sonrası ne şekilde olacak, bununla ilgili de tarihleri belirledik. Şimdiye kadar sınavların bir kısmı yapıldı. Onlar geçerli sayılacak. Bunların bir kısmı e-Okul'a girildi, bir kısmı da giriliyor, yani tamamı geçerli. 4 Ocak sonrası da bu sınavlarla bağlantılı eksik kalan ne varsa onların tamamlanmasını bekliyoruz. "
Bakan Selçuk, bu planlamanın şu an bir simülasyon olduğunu; tarihleri paylaşmanın, salgının seyrindeki belirsizliği nedeniyle doğru olmayacağını aktardı.
"Problemle baş etmelerini kolaylaştırmak için birtakım avantajlar sağlıyoruz"
Stajlara ilişkin soru üzerine de Selçuk, 4 Ocak'a kadar olan dönemde öğrenci ve öğretmenler için riskin yüksek olduğunu vurgulayarak "Stajların 4 Ocak'a kadar yapılmaması gerektiği konusunda bir ortak kanaat oluştu, karar alındı." diye konuştu.
Sınavlara girecek 8 ve 12'nci sınıf öğrencileri için sınav müfredatının uzaktan eğitime nasıl uyumlu hâle getirileceği konusuna da değinen Selçuk, yükseköğretimle ilgili sınavı ÖSYM'nin, liselere geçişle ilgili sınavı ise Millî Eğitim Bakanlığının yaptığını söyledi.
Salgının hiç kimse için olağan bir süreç olmadığının altını çizen Selçuk, "Her bir öğrenci, öğretmen ve veli için olağan değil. Bu olağandışılık herkes için söz konusu. Biz bu dönemde hep öğrencilerimizin lehine düşünmeye çalışıyoruz. Onların da karşılaştığı bu dünya çapındaki problemle baş etmelerini kolaylaştırmak için birtakım avantajlar sağlıyoruz." şeklinde konuştu.
"Çocuklarımızın sadece işini kolaylaştırmak için yaptık"
Bakan Selçuk, her bir dersin videosunu, konu anlatımını, soru çözümünü oluşturarak çocukların bunu online ya da offline izleyebilmeleri için video kütüphaneler kurduklarını, öğrencilerin dersi isterlerse buradan, isterlerse TRT EBA'dan dinleyebileceğini aktardı.
Öğrencilerin akademik destek yazılımından da faydalanabildiğini ifade eden Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bütün bunları çocuklarımızın sadece işini kolaylaştırmak için yaptık. Bundan önceki yıllarda var mıydı? Yoktu. Salgın dönemi olduğu için daha fazla desteğimiz olsun diye yapıyoruz. Bu çocuklarımızın sınavla ilgili içerikler konusunda yüklerini azaltmak noktasında da bir çalışma var. Önümüzdeki hafta bununla ilgili bir açıklama yapılacak. Daraltılacak mı? Nasıl bir çerçeve çizilecek? Bu çok teknik ve uzun çalışılması gereken bir konu. Uzun derken önümüzdeki haftayı kast ediyorum."
Bu sene sınava girecek öğrencilerin, geçen yıl sınava giren öğrencilerin sorumlu tutulduğu her konudan sorumlu tutulup tutulmayacaklarına ilişkin soruya karşılık Bakan Selçuk, "Bunu söyleyemeyiz. Geçen sene sadece birinci dönemin konularından sorumlu oldular. Zaten o en uç nokta, önümüzdeki haftayı bekleyelim. Çocuklarımızın lehine bir karar olabileceğini söyleyebilirim." dedi.
"Millî Eğitim Bakanlığı, okullar hep açık olsun ister"
Selçuk, sadece birinci sınıflar için okulun açılması gibi bir durumun söz konusu olup olmayacağı sorusuna karşılık, "Bu, yine birlikte verilmesi gereken bir karar. Millî Eğitim Bakanlığı, okullar hep açık olsun ister. Biz eğitimciyiz ve çocuklarımızın, öğretmenlerimizin okulda olmasını arzu ediyoruz. Bunun için de uğraşıyoruz. Riske girene kadar da bu çabamız devam ediyor. Riske girince de duruyoruz. Burada durmamız gerekiyor çünkü öğretmenimiz ve çocuklarımız riske giriyor." yanıtını verdi.
"Öğretmenler için ek ders ücreti ödemesi olacak mı?" sorusu üzerine de Selçuk, "Uzaktan eğitim, yüz yüze eğitimden daha yorucudur ve daha zordur. Öğretmenlerimiz bu süreçte çok daha fazla yoruluyorlar. Bu emeklerinin karşılığı olarak hepsinin ders ücreti verilecek." ifadelerini kullandı.
"Her bir çocuk için ayrı ayrı değerlendirmek lazım"
Bakan Selçuk, uzaktan eğitim konusunda velilere şu tavsiyelerde bulundu: "Bizim çocuklarımızın ekran başında 8-10 saat kalması gibi bir tecrübemiz veya deneyimimiz asla olmadı ve olmaz. Biz ekranda o kadar kalınmasını istemiyoruz. En fazla 4-5 ders civarında kalmasını istiyoruz, aralıklıysa... Burada bireysel özelliklere dikkat etmek gerekiyor. Bazı çocuklar ekrandan hiç hoşlanmaz. Hiçbir şekilde bu tür bir etkileşeme girmek istemez. Bazıları da çok sever, hatta bağımlılığa kadar gidebilen bir süreç olabilir. Bunu her bir çocuk için ayrı ayrı değerlendirmek lazım."
Ailenin kendi çocuğuna ilişkin rehber öğretmenlerden, psikolojik danışmanlardan birebir telefonla yardım alabileceğini aktaran Selçuk, bu konuda hazırladıkları rehberleri anımsattı.
Bakan Selçuk, şöyle devam etti: "Çocuk akademik olarak bir şekilde eksik kalsa da bunu tamamlama ihtimali var. Belli bir dönem kaybettiklerini verme imkânımız var ama sosyal, duygusal kayıpları biraz zor telafi ediyoruz. Öncelikle sadece akademik bakış açısıyla bakılmaması, çocukların kişiliklerinin dikkate alınması, çalışma alışkanlıklarının dikkate alınması, arkadaşlarıyla beraber çalışma alışkanlıklarının desteklenmesi ve bu konuda ekranda eğer 4-5 dersten fazla bir ders saati varsa bunu zaten basılı kaynaklara yönelerek devam ettirmeye çalışmalarını bekleriz."
"Emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum"
Bakan Selçuk, salgın döneminin öğretmenler ve veliler açısından zor olduğuna işaret ederek şunları kaydetti: "Emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Omuzlarımda büyük bir sorumluluk taşıyorum. Biz ailelerle, öğretmenlerle birlikte bu süreci daha kolay atlatmak için varız. Bugün 81 ilin millî eğitim müdürüyle toplantımız var. O toplantıda da bu süreci yeniden değerlendireceğiz, illerin kendine göre bazı koşulları var. Her il aynı koşulda değil. İllerin kendi şartlarına göre değerlendirmeleri yapıp biz bu tür çalışmaların kolaylaştırılması konusunda adım atıyoruz."
Selçuk, okulların açılmasıyla ilgili il bazlı farklı tarihler olup olmayacağı konusunda ise "Değerlendirilmesi yapılan konular içinde bu da vardı. Türkiye'nin genel fotoğrafına bakıldığında şu aşamada bunu yapmayalım, şeklinde bir karar alındı." dedi.