Türkiye Maarif Vakfı'nca bu yıl ilk defa gerçekleştirilen İstanbul Eğitim Zirvesi, eğitime ilişkin analizlerin, gelecek perspektiflerinin, kuramsal yaklaşımların ve uygulamaların tartışılacağı, eğitim dünyasında yaşanan gelişmelerin farklı ülke tecrübeleri ışığında paylaşılacağı uluslararası bir platform olmayı hedefliyor.
Açılış konuşmalarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve Türkiye Maarif Vakfı Başkanı Birol Akgün'ün yaptığı ve iki gün sürecek zirveye OECD, PISA, UNESCO, Dünya Bankası, Harvard Üniversitesi, Oxford Üniversitesi ve Cambridge Üniversitesi gibi kurumlardan akademisyen ve uzmanların yanı sıra Nobel ödüllü eğitimci ve yazarlar, eğitim alanında küresel ölçekte operasyonlar yürüten iş insanları, dünyaca tanınmış eğitim kurumlarının yöneticileri de katılıyor.
İstanbul Eğitim Zirvesi'nin açılışına bir video mesaj gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerli fikirleriyle zirveye katkı sunacak olanlara ülkesi ve milleti adına teşekkür etti.
Türkiye'yi, milletin değerlerini ve evrensel ilkeleri, sınırlar dışında başarıyla temsil eden kurumlardan birinin de Türkiye Maarif Vakfı olduğunun altını çizen Erdoğan, vakfın Anadolu'nun ilim ve irfan geleneğinden tevarüs ettiği birikimi, dünyanın dört bir tarafındaki gencecik dimağlara aktardığını, böylece insanlığın ortak geleceği, barışı ve huzuru için erdemli ve nitelikli nesillerin yetişmesine katkı sunduğunu dile getirdi.
Vakfın kuruluşundan itibaren bu misyonu doğrultusunda yürüttüğü çalışmaları memnuniyetle takip ettiklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün vakfımız, 6 farklı kıtanın 47 ülkesinde açtığı 414 eğitim kurumuyla yaklaşık 50 bin öğrenciye hizmet veriyor. Dünyanın en sıkıntılı, en zorlu coğrafyalarında Türkiye Maarif Vakfı mensupları, büyük bir özveriyle ve samimiyetle çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye Maarif Vakfı, sadece FETÖ'cü alçakların sebep olduğu tahribatın giderilmesinde değil, aynı zamanda bulunduğu ülkelerde eğitimde fırsat eşitliğinin temininde de önemli rol oynuyor. Maarif okullarımız, yerel müfredatın yanı sıra uluslararası eğitim sistemlerini de uygulayarak dünyanın dönüşüm ve kalkınmasında, dostluğun gelişmesinde pay sahibidir. Türkiye, bu çalışmalarıyla Birleşmiş Milletlerin 2030 Vizyon Belgesi'nde ilan edilen, sürdürülebilir kalkınma için kaliteli eğitim hedeflerine de katkı sunmaktadır."
"Mazisinde sömürgecilik lekesi bulunmayan bir ülke olarak, insanı ve fıtratı merkezine alan eğitim tasavvurunun güçlendirilmesine, Türkiye Maarif Vakfı'nın öncülük edeceğine inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Maarif Vakfı'na bağlı okulların eğitim öğretim hizmetlerini teknolojinin getirdiği imkânlardan faydalanarak yeni tip koronavirüs döneminde de kesintisiz bir şekilde devam ettirdiğini vurguladı.
Kritik bir süreçte sergilediği, bu kararlı tutumuyla vakfın eğitim misyonundaki kalitesini de ortaya koyduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Vakıf okullarının eğitim kalitelerinin yanı sıra özverili kadrosuyla da bulundukları ülkelerde büyük takdir topladığını görüyoruz. Gerek ülkemizde ağırladığımız devlet ve hükümet başkanları gerekse yurt dışı ziyaretlerinde muhataplarımız, vakfımızın mevcudiyetinden duydukları memnuniyeti sık sık dile getiriyorlar. Biz de bu başarıyla gurur duyuyor, ülkemiz ve milletimiz adına iftihar ediyoruz. Sizlerden büyük bir devletin ve büyük bir milletin mensupları olduğunuzun bilinciyle temponuzu daha da artırmanızı bekliyoruz. Şüphesiz bunun yolu da çalışmaktan, eğitimdeki yenilikleri takip etmekten, yerelden kopmadan evrenseli kucaklamaktan geçiyor.
Küresel alanda rekabet ederken yerel ihtiyaçları ve yerel değerlere de saygı duyacak bir anlayışı yaygınlaştırmamız gerekiyor. Mazisinde sömürgecilik lekesi bulunmayan bir ülke olarak insanı ve fıtratı merkezine alan eğitim tasavvurunun güçlendirilmesine Türkiye Maarif Vakfı'nın öncülük edeceğine inanıyorum. İstanbul Eğitim Zirvesi'nin, vakfımızın yol haritasının belirlenmesi ve başarı grafiğinin artırılmasında bir dönüm noktası olmasını temenni ediyorum."
Bakan Özer: Salgınla birlikte eğitimin geleceğinin de masaya yatırılması artık zorunluluk arz etmektedir
Zirvenin açılışında yaptığı konuşmada Asya'dan Avrupa'ya, Amerika'dan Afrika ve Avustralya'ya kadar dünyanın dört bir köşesinde okul öncesi eğitimden yükseköğretime kadar eğitimin her kademesinde faaliyet gösteren Maarif Vakfı'nın, uluslararası eğitimde dünyaya örneklik teşkil ettiğini ifade eden Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 67 ülkede eğitim faaliyetleri yürüten vakfın, kadim medeniyetin ilim, irfan geleneği ile insanlığın ortak değer ve kültürel mirasını sentezleyerek Türkiye'nin uluslararası eğitimde dünyaya açılan en önemli kapısı olduğunu belirtti.
Örgün eğitimin yanında etüt merkezleri, kurslar ve kültür merkezleri açarak yaygın eğitim faaliyetleri de yürüten vakfın hayatın her alanında bireylerin gelişimlerine katkı sunduğunu aktaran Özer, "Yalnızca akademik açıdan başarılı bireyler değil her bir öğrencinin iyi insan olması Türkiye Maarif Vakfımızın en büyük hedeflerinden bir tanesidir. Dünyada var olan ve yayılan çatışma, ayrımcılık, ötekileştirme, nefret suçları gibi kötülüklere karşı insanlığın en büyük silahı, geleceği inşa edecek olan gençlerimizin iyi insan olmasını sağlayabilmektir." diye konuştu.
Maarif Vakfı'nın özgün eğitim programları, bilimsel çalışmaları ve AR-GE faaliyetleriyle kısa sürede köklü uluslararası eğitim kurumlarıyla rekabet edebilir düzeye eriştiğini vurgulayan Özer, "Bugün itibarıyla dünyanın pek çok ülkesinde uluslararası standartlarda eğitim faaliyeti yürüten 399 okul, 1 üniversite ve 14 eğitim merkezinde toplam 47 bin 604 öğrencisi bulunmaktadır. Bu öğrencilere ülkemizin dilini, tarihini ve kültürünü öğreterek dünyanın dört bir yanındaki gençlerle gönül köprüleri kuran Türkiye Maarif Vakfımız eğitimin uluslararasılaşmasına da büyük bir katkı sunmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Salgın, eğitim sistemlerinde dünya çapında büyük bir krize sebep olmuştur"
Millî Eğitim Bakanı Özer; 21. yüzyıl dünyasında sosyal, siyasal ve ekonomik alanda büyük değişim ve dönüşümlerin yaşandığına şahitlik ettiklerini dile getirerek şöyle devam etti:
"Bir yandan bilgi ve iletişim teknolojilerinde hızla değişimler yaşanırken diğer yandan da iklim değişikliği, doğal afet, savaş ve göç gibi dünyayı derinden sarsan gelişmelere hep birlikte tanıklık ediyoruz. 2020 yılından itibaren maruz kaldığımız koronavirüs salgını nedeniyle dünyanın neredeyse tamamında eş zamanlı olarak küresel bir şok yaşanması, tarihte eşi benzeri olmayan bir durumdur. Milyonlarca insanın ölümüne sebep olan bu salgın; sağlık, ekonomi ve sosyal alanlarda olduğu gibi eğitim sistemlerinde de dünya çapında büyük bir krize sebep olmuştur. Küresel bir krize dönüşen koronavirüs salgını nedeniyle nasıl ki ülkeler sağlık alanında deneyimlerini paylaşarak büyük bir dayanışma gösteriyorsa dünyanın geleceğini şekillendirecek olan nesillerin eğitimi için de aynı şekilde tecrübe paylaşımına ihtiyaç vardır. Nitekim sağlıkla birlikte insanlığın üzerinde en fazla durması gereken konu şüphesiz eğitimdir. Salgınla birlikte eğitimin geleceğinin de masaya yatırılması artık zorunluluk arz etmektedir."
Özer, İstanbul Eğitim Zirvesi'nin dünyanın dört bir tarafından araştırmacıları bir araya getirip bu konulara kafa yorarak insanlık için bir gelecek vizyonu oluşturulmasıyla ilgili katkı sağlama potansiyeline sahip olduğunu bildirdi.
"Eğitim sistemlerimizi acil durumlara karşı daha hazırlıklı hâle getirmeliyiz"
Eğitimde var olan eşitsizliklerin derinleşmesinin bugün tüm dünyada karşı karşıya olunan en büyük tehlikelerden biri olduğuna dikkati çeken Özer, "Pandemi sürecinin öğrenciler arasında oluşturduğu uçurumu kapatmak, bu sürecin yarattığı öğrenme kayıplarını telafi etmek, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de eğitim politikalarımızın en büyük hedefi olmalıdır. Pandeminin, çocuklarımızın yalnızca akademik değil aynı zamanda fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimleri üzerindeki tahrip edici etkisini azaltmak için büyük bir gayret göstermeliyiz. Yaşadığımız bu salgın sürecinde gereken dersleri çıkartmalı, eğitim sistemlerimizi acil durumlara karşı daha hazırlıklı hâle getirmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Özer; ulusal ve uluslararası düzeyde kamu kuruluşları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birlikleri kurarak her bir çocuğun nitelikli eğitime erişimi için çaba gösterilmesi gerektiğinin altını çizerek "Unutmayalım ki çocuklarımız ve gençlerimiz bu dünyanın geleceğini inşa edecek olan en değerli beşeri sermayemizdir." ifadelerini kullandı.
TMV 6 kıtada, 47 ülkedeki 414 eğitim kurumunda yaklaşık 50 bin öğrenciye hizmet veriyor
Türkiye Maarif Vakfı (TMV) Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, vakfın 47 ülkedeki 414 eğitim kurumunda yaklaşık 50 bin öğrenciye hizmet verdiğini belirterek "Eğitim faaliyetleri yürüttüğümüz ülkeler, ABD'den Avustralya'ya, Arnavutluk'tan Nijer'e kadar farklı coğrafyaları kapsamaktadır. Afrika kıtasında ise 25 farklı ülkede eğitim faaliyetleri yürütüyoruz." dedi.
Zirvenin amacının, eğitim alanında önde gelen karar alıcılarını, politikacıların, eğitim otoritelerini, entelektüelleri, akademisyenleri, alan uzmanlarını ve eğitim kurumu yöneticilerini bir araya getirerek eğitim alanında yaşanan yeni gelişmelerin, eğitime ilişkin gelecek perspektiflerinin ve kuramsal yaklaşımların tartışılacağı uluslararası bir tartışma platformu oluşturmak olduğunu aktaran Akgün, böylece, dünyanın dört bir yanında eğitim alanında yaşanan gelişmeleri kapsayan ve farklı ülkelerden deneyimlerin paylaşılmasına da imkân tanıyan küresel bir buluşma noktası oluşturulmasının hedeflendiğini söyledi.
Katılımcılara sertifika da verilecek zirve, 26 Kasım 2021 Cuma günü "Eğitim ve Kalkınma", "Eğitimin Yeniden Modellenmesi", "Eğitim ve Toplumsal Adalet" oturumlarının ardından sona erecek.